Bir gün, ormanın derinliklerinde küçük bir aslan yaşıyordu. Adı Leo. Leo, oyuncak oynamayı çok seven bir aslan yavrusuydu. Güneş doğduğu andan gün batımına kadar oyuncaklarıyla oyun oynardı. Fakat Leo’nun bir sorunu vardı; oyuncaklarını toplamak hiç hoşuna gitmiyordu.
Bir sabah, Leo yine oyuncaklarıyla oynarken annesi geldi ve dedi ki, “Leo, oyuncaklarını toplamazsan odan çok dağınık olur ve onları bulamazsın. Ayrıca, bir yere takılıp düşebilirsin, bu da hiç hoş olmaz.”
Leo, annesinin söylediklerini ciddiye almadı ve oyun oynamaya devam etti. Akşam olduğunda ise oyuncaklarını toplayacağına dair annesine söz verdi ama yine de toplamadı. Gece olduğunda Leo, yatağında rahatça uyuyabilmek için oyuncakları ittirip uykusuz gözlerle yatağına yatarken ayağı bir oyuncağa takıldı ve düştü.
Ertesi sabah, annesi Leo’ya sessizce yaklaştı ve “Leo, bak, oyuncaklarını topladığında ne kadar rahat uyuyabileceğini gördün mü? Şimdi birlikte toplarsak daha eğlenceli olur, ne dersin?” dedi.
Leo, annesine hak verdi ve birlikte eşyalarını topladılar. Bu andan itibaren Leo, her gün oyun zamanı bittikten sonra oyuncaklarını topladı. Artık hem odası düzenliydi hem de oyun oynarken ve uyurken çok daha mutlu hissediyordu.
Leo’nun bu hikayesinden öğrendiği ders: Oyuncakları toplamak aslında eğlenceli olabilir ve düzenli bir oda, daha mutlu ve güvenli bir yaşam sağlar.
Hikaye 2: Kırmızı Başlıklı Kız ve Akşam Yemeği Kuralları
Bir zamanlar küçük, kırmızı başlıklı bir kız vardı. Herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız derdi. Bir gün, Kırmızı Başlıklı Kız, annesiyle birlikte akşam yemeği hazırlıyordu. Akşam yemeğinin kurallarına uymazsa, yemek saatinin hiçbir şekilde eğlenceli olmadığını biliyordu.
Anneleri ona dedi ki, “Yavrum, yemek masasında düzgün oturup herkesle birlikte yemek yersen, yemek zamanımız çok daha keyifli geçer. Ayrıca, yemeğimizi bitirmeden tatlıya geçemeyiz.”
Fakat Kırmızı Başlıklı Kız, yemekten hemen tatlı yemek istiyordu. Masada düzgün oturmak yerine ayakta dolaşıp durdu. Annesi sabırla ona öğüt vermeye devam etti ama Kırmızı Başlıklı Kız bu kurallara uymakta zorlanıyordu. Yemeği bitirmeden kalktı ve tatlıya doğru yürüdü ama annesi onu nazikçe durdurup tatlıya geçmeden önce yemeğini bitirmesi gerektiğini hatırlattı.
Sonunda, Kırmızı Başlıklı Kız karar verdi; yemeğini bitirip masada düzgünce oturarak tatlıyı hak etmek daha anlamlıydı. Yemek saati sona erdiğinde hepsi birlikte tatlı yiyip keyifli bir vakit geçirdiler. Artık, yemek zamanı geldiğinde Kırmızı Başlıklı Kız masada annesiyle birlikte düzgünce oturuyor ve tüm yemeğini bitiriyordu. Bu sayede tatlıdan alacağı keyif bile katbekat artıyordu.