Kuzey, 7 yaşında bir çocuktu ve oyuncaklarını çok severdi. Bir gün, kardeşi Hira ile birlikte oyuncak odasında oynuyorlardı. Kuzey, en sevdiği kamyonu yol yapma setine doğru sürüyordu. Hira ise bebeklerini oyun evinde yerleştiriyordu. Aniden, Hira’nın gözü en üst raftaki renkli bloğa takıldı.
“Ağabey, o bloğu bana uzatabilir misin?” diye sordu Hira.
Kuzey, kamyonunu sürmeyi bıraktı ve bloğu almak için ayağa kalktı. Onu Hira’ya uzatırken, kardeşinin sevincini görünce içi mutlulukla doldu. Hira, Kuzey’e teşekkür ederek bloğu aldı ve bebeklerine renkli bir alan yaptı.
Ama oyuncak odasındaki huzur, Hira’nın kuzguni tüylerle kaplı minik yastığını aramasıyla bozuldu. “Kuzey, yastığımı gördün mü? Hani bana hediye ettiğin siyah tüy yastığı?”
Kuzey düşündü ve yastığı bir yere koymadığını hatırladı. “Belki onu birlikte ararsak daha çabuk buluruz,” dedi ve Hira’ya yardım etmeye başladı. Birlikte oyuncakları dikkatlice karıştırdılar ve sonunda yastığı buldular. Hira yastığı bulduğunda sevinçle Kuzey’e sarıldı ve “Teşekkür ederim kuzum,” dedi.
O sırada anneleri odaya geldi ve onları birlikte çalışırken görünce gülümsedi. “Çocuklar, harika bir takım olmuşsunuz,” dedi.
Kuzey ve Hira, uçaklarının gökyüzünde dans ettiğini hayal ederek yastığı bir pist gibi kullanarak oynamaya devam ettiler. Her ikisi de takım çalışmasının, paylaşmanın ve birbirlerine saygı göstermenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha öğrenmişlerdi.
Gün sonunda, oyuncak odası toplanırken Kuzey ve Hira birbirlerine bakıp gülümsediler. Oynamak güzeldi ama birlikte oynamak çok daha güzeldi.
Ve böylece Kuzey ve Hira, her zaman birlikte daha büyük bir eğlence yaşayacaklarını öğrenmiş oldular.