Bir zamanlar küçük bir kasabada, Ayşe adında sevimli bir kız çocuğu yaşardı. Ayşe’nin en büyük hayali, kasabanın en güzel çiçeğini yetiştirmekti. Her gün okuldan sonra bahçede çalışır, çiçeklerini sular ve onlarla konuşurdu. Bir gün, bahçesinde rengârenk bir tohum buldu. Üzerinde “İyilik Çiçeği” yazıyordu. Annesi ona bu çiçeğin sadece iyilik, empati ve saygı gösterildiğinde büyüyeceğini söyledi.

Ayşe hemen tohumu ekti, canla başla sulamaya ve bakımını yapmaya başladı. Ancak çiçek bir türlü büyümüyordu. Ayşe çok üzülmüş, bu durumu kendi başına çözmek istiyordu. Annesi ona nazikçe, “Belki de yardım almak çiçeği büyütmene yardımcı olabilir,” dedi.

Ayşe, ilk olarak küçük kardeşi Ali’ye danıştı. Ali, Ayşe’ye elma şekeri vererek, “Sana bu konuda yardım edebilirim,” dedi. Beraberce çalışmaya başladılar. Ali sulama işine yardımcı olurken, Ayşe de çiçeğin etrafındaki toprağı havalandırıyordu. O gün çiçek sanki biraz daha canlanmış gibiydi.

Ertesi gün Ayşe, komşu çocuklarından Mert ve Zeynep’i davet etti. Mert, çimenlerin arasından taşları toplayarak çiçeğin etrafını temizlemişti. Zeynep ise çiçeğe güzel hikayeler anlatıyordu. Ayşe fark etti ki çiçek her an büyümeye başlıyordu.

Sonra bir gün okulda, Ayşe bir arkadaşının üzgün olduğunu gördü. Arkadaşının yanına giderek ona kitap okumayı teklif etti. Arkadaşı sevinçle kabul etti. Ayşe bu iyiliği yaparken, “İyilik Çiçeği sadece bahçemde değil, kalbimde de büyüyor,” diye düşündü.

Hafta sonu geldiğinde, Ayşe ve ailesi beraberce bahçeye çıktılar. Baba böcekleri uzak tutmak için doğal yöntemler kullanırken, anne de toprakla ilgileniyordu. Çiçek, Ayşe’nin ve çevresindekilerin gösterdiği yardımla, sevgiyle ve iyilikle büyümüş, kasabanın en güzel ve en renkli çiçeği olmuştu.

Ayşe, kardeşi Ali, komşuları Mert ve Zeynep, hatta tüm kasaba halkı bu çiçeği görmek için toplanmıştı. Herkes, bu çiçeğin büyümesinde payı olduğunu biliyor və içlerini sıcacık bir mutluluk kaplıyordu. İşte o gün Ayşe, empati, saygı ve paylaşımın ne kadar değerli olduğunu anladı.

İyilik Çiçeği, kasabanın gururu olmuştu ve herkes ona dikkatle bakıyor, büyümesine özen gösteriyordu. Çünkü biliyorlardı ki bu çiçek, onların kalplerindeki iyiliğin, sevginin ve saygının bir yansımasıydı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir